AYIRT EDİCİ ÖZELLİK

  • 22 Haziran 2010 tarihli ve T-153/08 sayılı Karar, Shenzhen Taiden Industrial Co. Ltd / OHIM

 

 

Shenzhen Taiden Industrial Co. Ltd. (“başvuran”), “iletişim ekipmanlarına” uygulanmak üzere 2004 yılında tescil edilen bir Topluluk tasarımının sahibidir. 2005 yılında Bosch Security Systems BV (“müdahil”) 6/2002 sayılı Konsey Tüzüğünün 25(1)(b) maddesi uyarınca itiraz edilmiş tasarımın geçersiz olarak ilan edilmesi için İç Pazarda Uyumlaştırma Ofisi (“OHIM”) nezdinde başvuruda bulunmuştur. Geçersizlik beyanı için yapılan başvuruda, müdahil taraf itiraz edilen tasarımın yeni olmadığını ve 6/2002 sayılı Konsey Tüzüğünün 5 ve 6. maddeleri ile beraber bu tüzüğün 4. maddesi kapsamında yer alan ayırt edici özellikten yoksun olduğunu iddia etmiştir. Geçersizlik beyanı başvurusunu desteklemek adına, müdahil taraf, 2001 yılında Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) Bülteninde tasarımın yayınlanmasıyla halkın erişimine açık hale gelen ve 2000 yılında tescil edilmiş uluslararası bir tasarıma dayanmaktadır. 2006 yılında, İç Pazar Uyumlaştırma Ofisi (OHIM) Geçersizlik Dairesi, geçersizlik beyanı için yapılan başvuruyu reddetmiştir. Bosh Security systems kararı temyiz etmiş ve OHIM 3. Temyiz Kurulu, söz konusu temyizi kabul etmiştir. Temyiz Kurulu, tasarımın yeni olduğunu ancak bilgilenmiş kullanıcı üzerinde farklı genel bir etki bırakmaması sebebiyle ayırt edici özelliğe sahip olmadığına hükmetmiştir.

 

 

Shenzen Taiden, tasarımın yeni olduğunu ve ayırt edici özelliğe sahip olduğunu ileri sürerek yukarıdaki kararın iptali için Genel Mahkeme’ye başvuruda bulunmuştur.

 

 

Genel Mahkeme öncelikle, bilgilenmiş kullanıcı kavramını yorumlamış ve “bilgilenmiş” sözcüğünün bir tasarımcı ya da teknik bir uzman olmadan, ilgili sektördeki mevcut farklı tasarımlara aşina olan, bu tasarımların normalde içerdiği özelliklere ilişkin belirli bir derecede bilgi sahibi olan ve ilgili ürünlere olan alakası sonucunda bu ürünleri kullandığında nispeten daha yüksek derecede dikkat gösteren kullanıcıyı nitelediğini belirtmiştir. Ayrıca, bilgilenmiş kullanıcı, ilgili ürünün kullanılmasıyla elde edilen deneyimin ötesinde, ürünün teknik işlevi tarafından belirlenen görünümünü rastgele seçilmiş olan bir ürününkinden ayırt edemez.

 

 

Tasarımın ayırt edici özelliğine ilişkin olarak, Genel Mahkeme stilize edilen dekorasyonun iki tasarımının benzerliklerini karşılayamaması sebebiyle, itiraz edilen tasarımın ayırt edici nitelikten yoksun olduğuna hükmetmiştir.

 

 

(Tasarımların tescil edilmiş görselleri için lütfen aşağıdaki linke tıklayınız)

 

 

http://curia.europa.eu/juris/document/document.jsf?text=&docid=81091&pageIndex=0&doclang=EN&mode=lst&dir=&occ=first&part=1&cid=1509686

 

 

  • 10 Eylül 2015 tarihli ve T-525/13 sayılı Karar, H&M Hennes & Mauritz BV & Co. KG / İç Pazarda Uyumlaştırma Ofisi (Marka ve Tasarımlar)

 

 

30 Ekim 2006 tarihinde Yves Saint Laurent SAS (“müdahil”), Topluluk tasarımlarına ilişkin (OJ 2002 L 3, p. 1) 12 Aralık 2001 tarihli ve 6/2002 sayılı Konsey Tüzüğü (EC) uyarınca İç Pazarda Uyumlaştırma Ofisi (Marka ve Tasarımlar) (“OHIM”)’ne bir Topluluk tasarımının (“itiraz edilen tasarım”) tescili için başvuruda bulunmuştur. 8 Ekim 1968 tarihli Endüstriyel Tasarımların Uluslararası Sınıflandırılmasına ilişkin Locarno Anlaşması’nın 03-01 sınıfı kapsamında “el çantaları”na uygulanacak olan itiraz edilen tasarım, aşağıda belirtilen altı görüşe göre açıklanmaktadır (görsellere ulaşmak için lütfen aşağıdaki linke tıklayınız). İtiraz edilen tasarım 613294-0001 numarasıyla tescil edilmiş ve 28 Kasım 2006 tarihli ve 135/2006 sayılı Topluluk Tasarımları Bülteninde yayınlanmıştır. 3 Nisan 2009 tarihinde, H&M Hennes & Mauritz BV & Co. KG (“başvuran”), OHIM nezdinde 6/2002 sayılı Tüzüğün 4 ve 9. maddeleri ile aynı Tüzüğün 25 (1)(c) – (f) ya da (g) maddelerine dayanarak, itiraz edilen tasarıma ilişkin olarak geçersizlik ilanı başvurusunda bulunmuştur.  Geçersizlik ilanı için yapılan başvuruda, başvuran Tüzüğün 6. maddesi kapsamında itiraz edilen tasarımın ayırt edici bir özelliği bulunmadığını ileri sürmekle yetinmiştir.  Geçersizlik ilanı başvurusunun destekleyicisi olarak, itiraz edilen tasarımın ayırt edici özellikten yoksun olduğunu doğrulamak için müdahil, yeniden üretilen daha önceki tasarıma atıfta bulunmuştur (görsellere ulaşmak için lütfen aşağıdaki linke tıklayınız).  4 Kasım 2011 tarihli karar ile İptal Dairesi geçersizlik ilanı başvurusunu reddetmiştir.  25 Ocak 2012 tarihinde, başvuran İptal Dairesi’nin verdiği karara karşı 6/2002 sayılı Tüzüğün 55 – 60 maddeleri uyarınca OHIM’e temyiz başvurusunda bulunmuştur.  8 Temmuz 2013 tarihli karar ile (“itiraz edilen karar”) OHIM 3. Temyiz Kurulu söz konusu temyizi reddetmiştir.  Başvuran tarafından tebliğ edilen belgelerin, daha önceki tasarımın konusu olan el çantasının kamu tarafından erişilebilir hale gelmiş olduğunu kanıtlamaya yettiğine kanaat getirildikten sonra, Temyiz Kurulu itiraz edilen tasarımın ayırt edici özelliği konusunu tekrar incelemiştir.  Bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcısı, muhtemel bir kullanıcı olarak el çantalarına ilgisi olan bilgilenmiş bir kadın olarak tanımlanmıştır.  Temyiz Kuruluna göre, söz konusu iki tasarımın, özellikle üst kısımlarında ve perçinlerle sağlamlaştırılmış bir zincirleme sistemiyle çantaların gövdesine tutturulmuş kayış formundaki saplarında ortak özellikler görülmektedir.  Ancak, Kurula göre şekil, yapı ve yüzeye ilişkin olan farklılıklar, bu ürünler tarafından oluşturulan genel izlenim üzerinde ayırt edici bir rol oynamaktadır.  Bu kapsamda, Temyiz Kurulu tasarımcının serbestlik derecesinin yüksek olduğunu ancak mevcut davada bilgilenmiş kullanıcıya göre, iki çantayı birbirinden ayıran şekil, yapı ve yüzeydeki belirgin farklılıkları dengelemediğini belirtmiştir. Başvuran, Mahkeme’nin itiraz edilen kararı kaldırması ve itiraz edilen tasarımın geçersiz olarak ilan etmesi gerektiğini iddia etmektedir.   OHIM ise, Mahkeme’nin davayı reddetmesi gerektiğini ileri sürmektedir.  Son olarak, müdahil Mahkeme’nin davayı reddetmesi, itiraz edilen kararı onaylaması ve itiraz edilen tasarımın geçerli olarak ilan etmesi gerektiğini iddia etmektedir.

 

 

İlk olarak, mahkeme, itiraz edilen tasarımın ayırt edici özelliğinin kim tarafından değerlendirilmesi gerektiğine ilişkin olarak Temyiz Kurulu tarafında yapılan ve muhtemel bir kullanıcı olarak el çantalarına ilgisi olan bilgilenmiş bir kadın olarak tanımlanan bilgilenmiş kullanıcı kavramını hatırlatmıştır.  Bilgilenmiş kullanıcının ilgi düzeyine ilişkin olarak, Temyiz Kurulunun görüşleri doğrultusunda, içtihat uyarınca bilgilenmiş kullanıcı kavramının, bireysel tecrübesi veya söz konusu sektörle ilgili geniş bilgi birikimi nedeniyle, ortalama ilgisi olan bir kullanıcı değil, özellikle de gözlemci olarak atfedilebileceği göz önünde bulundurulmalıdır.  Temyiz Kurulu, mevcut davadaki bilgilenmiş kullanıcının ne el çantalarının ortalama bir alıcısı ne de özellikle dikkatli bir uzmanı olmadığını, bu ikisinin arasında içtihatla belirlenen ilgi düzeyine göre ürüne aşina olan birisi olduğunu tespit etmiştir.

 

 

İkinci olarak, bir tasarımın tasarımcısının serbestlik derecesi konusunda içtihattan da açıkça anlaşılacağı üzere serbestlik derecesi, diğerlerinin yanı sıra, ürünün teknik işlevi veya onun bir unsuru tarafından dayatılan özelliklerin kısıtlanmasıyla veya ürün için geçerli yasal gereklilikler tarafından belirlenir.  Bu kısıtlamalar, ilgili ürüne uygulanan tasarımlar için ortak olacak belirli özelliklerin standartlaştırılmasına yol açar.  Bu sebeple, bir tasarımın geliştirilmesinde tasarımcının serbestliği ne kadar fazla olursa, söz konusu tasarımlar arasındaki küçük farklıların bilgilenmiş kullanıcı üzerinde farklı bir genel izlenim yaratmaya yetme ihtimali o kadar düşük olacaktır.  Buna karşılık, bir tasarımın geliştirilmesinde tasarımcının serbestliği ne kadar fazla kısıtlanırsa, söz konusu tasarımlar arasındaki küçük farklıların bilgilenmiş kullanıcı üzerinde farklı bir genel izlenim yaratmaya yetme ihtimali o kadar yüksek olacaktır.  Sonuç olarak, tasarımcı bir tasarımı geliştirirken büyük ölçüde özgür davranırsa; bu durum bariz farklılıklara sahip olmayan tasarımların bilgilenmiş kullanıcı üzerinde aynı genel izlemi yaratacağı sonucunu kuvvetlendirir.  Mevcut davada, Temyiz Kurulu, el çantaları gibi moda ögeleri kapsamında tasarımcıların serbestlik derecelerinin yüksek olduğu sonucuna varmıştır.  Temyiz Kurulu, tasarımcının özgürlüğüne ilişkin faktörün tek başına bir tasarımın ayırt ediciliğinin değerlendirmesini belirleyemediğini, ancak bunun değerlendirme yapılırken dikkate alınması gereken bir faktör olduğunu belirterek doğru bir sonuca ulaşmıştır. 

 

 

Dolayısıyla, bu faktörün, iki tasarımdan birinin ayırt edici özelliğe sahip olması için ne kadar farklı olması gerektiğini belirleyen bağımsız bir faktör yerine, itiraz edilen tasarımın ayırt ediciliğinin değerlendirilebilmesini mümkün kılan bir faktör olduğunu doğru bir şekilde saptamıştır.  Buna ek olarak, mahkeme, itiraz edilen tasarımın, daha önceki tasarım tarafından yaratılan izlenimden farklı olarak, bilinçli kullanıcı üzerinde genel bir izlenim yarattığına dair Temyiz Kurulu’nun değerlendirmesini teyit etmektedir. Bu nedenle, mahkeme, bu kararın bütünü ile reddedilmesi gerektiğine hükmeder.

 

 

http://curia.europa.eu/juris/document/document.jsf?docid=167268&mode=req&pageIndex=1&dir=&occ=first&part=1&text=&doclang=EN&cid=643906

 

 

  • 19 Haziran 2014 tarihli ve C-345/13 sayılı Karar, Karen Milen Fashions / Dunnes stores Dunnes Stores (Limerick) Ltd

 

 

KMF, İngiltere ve Galler hukuku çerçevesinde kurulmuş, kadın kıyafetleri üreten ve satan bir anonim şirkettir. Dunnes, İrlanda’da, diğerlerinin yanı sıra kadın kıyafetleri satan önemli bir perakendeci grubudur.  2005 yılında KMF, İrlanda’da bir çizgili gömlek (mavi ve taş kahvesi renginde) ve siyah bir örgü üst (KMF giysileri) tasarlamış ve satışa sunmuştur. KMF giysilerinin numuneleri, KMF İrlanda outletlerinin birinden Dunnes temsilcileri tarafından satın alınmıştır.  Dunnes daha sonra İrlanda dışında üretilen kıyafetlerin numunesini almış ve 2006 yılının sonlarında İrlanda’daki mağazalarında satışa çıkarmıştır.  2 Ocak 2007 tarihinde kendisinin kıyafetlere ilişkin tescillenmemiş Topluluk tasarımlarının sahibi olduğunu iddia eden KMF Yüksek Mahkeme önünde, diğerlerinin yanı sıra, Dunnes’in tasarımları kullanmasını kısıtlayıcı karar verilmesini talep etmiş ve uğradığı zararları belirttiği yargılamaları başlatmıştır. Yüksek Mahkeme davayı kabul etmiştir.   Dunnes, Temyiz Mahkemesi nezdinde Yüksek Mahkeme’nin verdiği kararı temyiz etmiştir. Mahkeme, Dunnes’in KMF’nin ürünlerini taklit ettiğine itiraz etmediğini belirtir ve KMF’nin sahibi olduğunu iddia ettiği tescillenmemiş Topluluk tasarımlarının yeni tasarımlar olduğunu kabul eder.  Ancak, Dunnes ilk olarak KMF ürünlerinin 6/2002 sayılı Tüzük kapsamında ayırt edici bir özelliğe sahip olmaması ve ikinci olarak da Tüzüğün KMF’nin, ürünlerin ayırt edici özelliğe sahip olduklarını kanıtlamasını gerektirmesi sebebiyle KMF ürünlerinin her biri için tescil edilmemiş bir Topluluk tasarımının sahibi olduğuna itiraz ettiği açıktır.  Bu şartlar altında, Temyiz Mahkemesi yargılamanın durdurulmasına ve ön karar verilmesi için Mahkemeye iki soru yöneltmeye karar vermiştir.

 

 

İlk olarak, sevk eden mahkeme, bir tasarımın ayırt edici bir özelliğe sahip olduğunun kabul edilebilmesi için, 6/2002 sayılı Tüzüğün 6. maddesinin bir ürünün bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel etkinin, tek başına ya da özellikler ayrı ayrı ele alındığında daha önce yapılan tasarımların bıraktığı etkiden farklı olması gerektiği şeklinde yorumlanabilir mi sorusunu yöneltmiştir.

 

 

İkinci olarak sevk eden mahkeme, 6/2002 sayılı Tüzüğün  85(2) maddesinin tescil edilmemiş bir Topluluk tasarımının, Topluluk tasarım mahkemesi tarafından geçerli olarak ilan edilebilmesi için, bu tasarımın hak sahibinin Tüzüğün 6. maddesi kapsamında ayırt edici bir özelliğe sahip olduğunu kanıtlaması gerektiği ya da  sadece bu tasarımın ayırt edici özelliğini oluşturan şeyleri belirtmesi gerektiği şeklinde yorumlanabilir mi sorusunu yöneltmiştir.

 

 

Mahkeme, 12 Aralık 2001 tarihli ve 6/2002 sayılı Konsey Tüzüğünün (EC) 6. maddesinin bir tasarımın ayırt edici bir özelliğe sahip olduğunun kabul edilebilmesi için, bir ürünün bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel etkinin, tek başına ya da özellikler ayrı ayrı ele alındığında daha önce yapılan tasarımların bıraktığı etkiden farklı olması gerektiği şeklinde yorumlanması gerektiğine hükmetmiştir. Mahkeme aynı zamanda, 6/2002 sayılı Tüzüğün  85(2) maddesinin tescil edilmemiş bir Topluluk tasarımının, Topluluk tasarım mahkemesi tarafından geçerli olarak ilan edilebilmesi için, bu tasarımın hak sahibinin Tüzüğün 6. maddesi kapsamında ayırt edici bir özelliğe sahip olduğunu kanıtlaması gerektiği ya da  sadece bu tasarımın ayırt edici özelliğini oluşturan şeyleri belirtmesi gerektiğine hükmetmiştir.

 

 

http://curia.europa.eu/juris/liste.jsf?num=C-345/13

 

 

  • 18 Ekim 2012 tarihli ve  C-101/11P ve C-102/11 sayılı Karar, Birleştirilmiş dava, P Herbert Neuman, Andoni Galdeano del Sel / OHIM (Temyiz)

 

 

Baena Group, T-shirtler, şapkalar, yapıştırmalar ve reklam gereçlerinin süslemesi için 2005 yılında bildirilmiş ve tescil edilmiş bir Topluluk tasarımının sahibidir.  2008 yılında, Mr. Neuman ve Mr. Galdeane del Sel ayırt edici özellikten yoksun olması ve Tüzüğün 25(1)(e) maddesi kapsamında ayırt edici özelliğe sahip bir topluluk markasının bu tasarımda kullanıldığı gerekçesiyle 6/2002 sayılı Tüzüğün 25(1)(B) ve (e) maddeleri uyarınca itiraz edilen tasarımın geçersiz olarak ilan edilmesi için OHIM’e başvuruda bulunmuştur. OHIM’in verdiği karar temyiz edilmiş ve Temyiz Kurulu, İptal Dairesi’nin daha önceki markanın itiraz edilen tasarımda kullanılmış olduğuna dair hatalı bir sonuca vardığını tespit etmiştir. Bununla birlikte, itiraz edilen tasarımın T-shirt, şapka ve yapıştırmalar ya da basılı ürünler alan kullanıcılardan oluşan bilgilenmiş kullanıcı üzerinde daha önceden yaratılan markadan farklı bir genel izlenim yaratmadığını sebebiyle ayırt edici bir özelliğe sahip olmadığını tespit etmiştir. Böylece, Temyiz Kurulu Tüzüğün 6(1) maddesi ile birlikte aynı Tüzüğün 25(1)(b) maddesi kapsamında itiraz edilen tasarımın geçersizliğini onaylamıştır.

 

 

Baena Group, daha önceden tescil edilmiş marka ve itiraz edilen tasarım arasındaki farklılıkların bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenimin farklı olduğunu iddia ederek söz konusu kararın iptal edilmesi için Genel Mahkeme önünde dava açmıştır. Genel Mahkeme, mevcut davanın konusu olan tasarımın diğer özelliklerindeki benzerliklere ve tasarımcının bariz bir şekilde tasarımda özgür davranmasına rağmen, iki tasarım arasındaki farklılıkların bilgilenmiş kullanıcı üzerince farklı bir genel izlenim bırakmaya yeterli olduğuna karar vermiştir. Diğer taraftan, Mr. Neuman ve Mr Galdeano del Sel temyizlerinde ve OHIM, Genel Mahkeme’nin 6/2002 sayılı Tüzüğün 4-9 ve 25(1)(e) maddeleriyle birlikte 25(1)(b) maddesinin uygulanmasında hata yaptığını iddia ederek yukarıda belirtilen hükmün bozulmasını talep etmişlerdir. 

 

 

Mahkeme, daha önceden tescil edilmiş marka ve itiraz edilen tasarımın karşılaştırmasına ilişkin olarak, Mahkeme tarafından belirtildiği üzere bilgilenmiş kullanıcının önceki marka ve itiraz edilen tasarım arasında doğrudan bir karşılaştırma yapacağı anlamına geldiğini belirtmiştir.  Bununla birlikte, bu tür bir karşılaştırmanın ilgili sektörde, özellikle de önceden tescil edilmiş marka ve itiraz edilen tasarımın temsil ettiği eşyaların özelliklerinden veya özel koşullarından dolayı, uygulanamaz veya nadir olabileceği göz ardı edilemez.

 

 

Bu nedenle, Genel Mahkeme, bilgilenmiş kullanıcının büyük ihtimalle önceden bir bilgilendirme yapılmadan söz konusu iki tasarım hakkında doğrudan bir karşılaştırma yapacağı göz önünde bulundurulmadan, önceki markanın ve itiraz edilen tasarımın yarattığı genel izlenimi hatalı bir şekilde değerlendirmesi nedeniyle eleştirilemezb(bkz. PepsiCo / Grupo Promer Mon Graphic, paragraf 56).    Çünkü 6/2002 sayılı Tüzük’te bu etkiye ilişkin kesin bir göstergenin olmaması, Avrupa Birliği yasama organının, tasarımların değerlendirmesini doğrudan bir karşılaştırmayla sınırlamayı amaçladığını göstermez.

 

 

(Tasarımların tescil edilmiş görselleri için lütfen aşağıdaki linke tıklayınız)

 

 

http://curia.europa.eu/juris/document/document.jsf?text=&docid=128647&pageIndex=0&doclang=EN&mode=lst&dir=&occ=first&part=1&cid=989132

 

 

  • 21 Eylül 2017 tarihli C-362/15 P e C-405/15 sayılı Karar, Birleştirilmiş Davalar, Easy Sanitary Solutions BV ve EUIPO / Group Nivelles NV (Temyiz)

 

 

2004 yılında Easy Sanitary solutions bir topluluk tasarımının tescili için 6/2002 sayılı Tüzük uyarınca Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi (EUIPO)’ne başvuruda bulunmuştur.  Tasarım duş tahliye borusuna ilişkindir.  2009 yılında Group Nivelles NV’nin devredilen şirketi olan I-Drain itiraz edilen tasarımın geçersizliği için başvuruda bulunmuştur.  Başvuruyu desteklemek adına, I-Drain Tüzüğün 4 – 9 maddelerinde belirtilen gereklilikleri karşılamadığı anlamına gelen Tüzüğün 25(1)(b) maddesinde düzenlenen geçersizlik sebeplerine dayanmaktadır. Bu gereklilikler, ilgili tasarımın kamuya erişilebilir kılındığı tarihte değerlendirildiği üzere ve Tüzüğün 7. maddesi ile uyumlu olarak belirlendiği şekliyle diğer şeylerle beraber yenilik (Tüzüğün 5. maddesi kapsamında) ve ayırt edici özellik (Tüzüğün 6. maddesi kapsamında) kriterlerini içermektedir. Geçersizlik Dairesi tasarımın yenilikten yoksun olması sebebiyle geçersiz olduğunu hükmetmiştir ancak Temyiz Kurulu kararı bozmuştur.

 

 

Group Nivelles, EUIPO Temyiz Kurulu’nun itiraz edilen tasarımı daha önceki tasarımlar ile kıyaslarken hata yaptığını ve tasarımın yenilikten yoksun olduğunu belirterek itiraz edilen kararın bozulması amacıyla Genel Mahkeme önünde dava açmıştır.  Genel Mahkeme davayı kabul etmiş ve itiraz edilen kararın yeterince kapsamlı olmadığını belirterek EUIPO Temyiz Kurulu tarafından verilen kararı bozmuştur.

 

 

EUPIO ve Easy Sanitary Solutions, diğerlerinin yanı sıra temyiz edilen kararın 6/2002 sayılı Tüzüğün 5 ve 7. maddelerine uygun olmadığını ve Mahkemenin tasarıma ilişkin ürünlerin daha önceki tasarımı bilen bir bilgilenmiş kullanıcı üzerinde etkisi olduğunu belirten Tüzüğün 6. maddesi kapsamında tasarımın ayırt edici özelliğe sahip olup olmadığının değerlendirmesini yaptığı kararda yanlış hüküm verdiğini ileri sürerek söz konusu kararı temyiz etmişlerdir.

 

 

Umuma arz ve 7. maddeye ilişkin olarak, Mahkeme tasarımın halka arz edilip edilmediği sorusunun sadece arzın nasıl yapıldığına bağlı olduğuna ve bu tasarımın neye dâhil edileceği ya da neye uygulanacağına bağlı olmadığına kanaat getirmiştir.  Mahkeme, bu hükümde listelenen belirli olaylar hakkındaki davalara ilişkin olarak, söz konusu yönetmeliğin 7 (1) maddesinde belirtilen istisnanın amacının, umuma arz olmadığını belirtmiştir. Amaç, doğrulaması zor olan ve üçüncü bir ülkede meydana gelen olayların bu şekilde bir umuma arz olmadığından emin olmak, Avrupa Birliği içerisindeki çeşitli iş sektörleri arasında bir ayrım yapmamak ve Avrupa Birliği içerisindeki bir diğer sektörün uzmanlaşmış çevreleri tarafından bilinemeyen bir iş sektörüyle ilgili olayların umuma arz etmeye yol açması ihtimalini ortadan kaldırmaktır.

 

 

Bilgilenmiş kullanıcı ve ayırt edici özellik kavramlarına ilişkin olarak, Mahkeme bilgilenmiş kullanıcının özellikleri ile bağlantılı olarak Grupo Promer davasnda verilen kararı tekrarlamış ve Tüzüğün 7 (1) maddesinin itiraz edilen tasarımın dâhil edildiği ürünün bilgilenmiş kullanıcısının, itiraz edilen tasarımın ilgili sektöründen farklı bir endüstri sektörüne dâhil edildiğinde ya da böyle bir ürüne uygulandığında daha önceden tescillenmiş ürünü bilmesi gerektiğine dair bir sonuca varılmasına yol açmayacağını eklemiştir.  Tasarımın ayırt edici özelliği ile ilgili olarak Mahkeme 6/2002 sayılı Tüzüğün 6. maddesi kapsamında ilgili sektörün bir tasarımın ayırt edici özelliğinin değerlendirilmesi amacına ilişkin olduğu sonucuna varmıştır.

 

 

(Tasarımların tescil edilmiş görselleri için lütfen aşağıdaki linke tıklayınız)

 

 

http://curia.europa.eu/juris/document/document.jsf?text=&docid=194789&pageIndex=0&doclang=EN&mode=lst&dir=&occ=first&part=1&cid=639422

 

 

  • 13 Haziran 2017 tarihli ve T-9/2015 sayılı Karar, Ball Beverage Packaging Europe Ltd / EUIPO

 

 

Ball Europe GmbH, içecek kutularına ilişkin bir Topluluk tasarımının sahibidir. İtiraz edilen tasarımın tescili için EUIPO nezdinde yapılan başvuru kapsamında, Ball Europe iki Alman tasarımının öncelikli olduğunu ileri sürmüştür. 2011 yılında, Crown Hellas Can S.A. (“müdahil”), itiraz edilen tasarımın Tüzüğün 5. maddesi kapsamında yeni bir tasarım olmaması ve Tüzüğün 6. maddesi kapsamında ayırt edici bir özelliğe sahip olmadığı gerekçeleriyle 6/2002 sayılı Tüzüğün 25(1)(b) maddesi uyarınca EUIPO önünde itiraz edilen tasarımın geçersiz olarak ilan edilmesi için başvuruda bulunmuştur.   İptal Dairesi tasarımın yenilik ve ayırt edici özellik gerekliliklerini karşılaması sebebiyle itiraz edilen tasarımın geçersiz olarak ilan edilmesi için yapılan başvuruyu reddetmiştir. Karar temyiz edilmiş ve EUIPO 3. Temyiz Kurulu İptal Dairesi’nin kararını bozmuş ve 6/2002 sayılı Tüzüğün 6. maddesi kapsamında ayırt edici özelliğe sahip olmaması sebebiyle itiraz edilen tasarımı geçersiz olarak ilan etmiştir. Tasarımın yeniliği hakkında herhangi bir karar vermemiştir. Buna ek olarak, itiraz edilen tasarımın ayırt edici bir özelliğe sahip olup olmadığının değerlendirilmesi hususunda, Temyiz Kurulu itiraz edilen tasarım ve daha önceden tescil edilmiş tasarımlar arasında bariz bir fark olmadığı ve mevcut davada içecek endüstrisinde şişelemeden sorumlu kişi olarak tanımlanan bilgilenmiş kullanıcı üzerinde genel bir etki bırakmadığı kanaatine varmıştır.

 

 

Ball Beverage Packaging Europe (“başvuran”) 6/2002 sayılı Tüzüğün 25(1)(b) ve 6. maddeleri hükümlerinin ihlal edildiği iddiaları hakkında bir savunma sunmuştur.  İtiraz edilen tasarımın ayırt edici bir özelliğe sahip olup olmadığının değerlendirmesinde, Genel Mahkeme, detaylardaki farklılıklar çok bariz olmasa bile genel izlenimi etkilemeye yeterli olmayan farklılıklar göz ardı edilerek ancak farklı bir genel izlenim yaratabilecek farklılıklar göz önünde bulundurularak, tasarım külliyatında var olan önceki tasarımlar konusunda bir tasarımın ayırt edici özelliğinin bilgilenmiş bir kullanıcı gözünden bıraktığı genel izlenim ya da “dejavu” yoksunluğundan kaynaklandığı değerlendirmesini yapmıştır.

 

 

Bilgilenmiş kullanıcının ilgi düzeyine ilişkin olarak, Genel Mahkeme PepsiCo/Grupo Promer davasında belirtilen kullanıcı özelliklerini tekrar etmiş ve mevcut davada, genel etki kavramı konusunda ise ilgili karşılaştırmanın itiraz edilen tasarımda kullanılan farklı boyutlardaki (kapasitedeki) üç kutunun arasında değil; bu üç kutu ve daha önceki tasarımlarda kullanılan kutular arasında yapılması gerektiğini eklemiştir.  Buna ek olarak, karşılaştırmanın itiraz edilen tasarımda kullanılan üç kutunun yarattığı genel izlenim ve daha önceki tasarımlarda kullanılan kutuların yarattığı genel izlenim arasında yapıldığı, münferit özellikler arasında bir karşılaştırma yapılmadığı belirtilmelidir. Ayrıca, Temyiz Kurulu tarafından itiraz edilen kararın 37. maddesinde doğru bir şekilde belirtildiği üzere, ne kutuların gerçek boyutları ne de kapasiteleri kutuların itiraz edilen tasarımdaki sunumundan anlaşılamayacağı da belirtilmelidir.  Mahkeme, mevcut davada bilgilenmiş kullanıcı olan şişeleme görevlisinin etkinlik sırasında kutunun boyutunu dikkate aldığını ve mevcut davada tüm kutuların benzer karakteristik özelliklerde olduğu göz önünde bulundurulduğunda mukayese edilen tasarımların bıraktığı genel izlenimin karşılaştırmasında etkisi olmadığını belirtmiştir. Bu aynı zamanda bir kutunun boyutunun ve şeklinin bilgilenmiş bir kullanıcı üzerinde belirli bir öneminin olduğunu göstermektedir.

 

 

(Tasarımların tescil edilmiş görselleri için lütfen aşağıdaki linke tıklayınız)

 

 

http://curia.europa.eu/juris/document/document.jsf?text=&docid=191682&pageIndex=0&doclang=EN&mode=lst&dir=&occ=first&part=1&cid=1056258

 

 

  • 3 Ekim 2014 tarihli ve T-39/13 sayılı Karar, Cezar Przedsiębiorstwo Produkcyjne Dariusz Bogdan Niewiński / OHIM

 

 

1 Eylül 2003 tarihinde, Cezar Przedsiębiorstwo Produkcyjne Dariusz Bogdan Niewiński (“başvuran”), “süpürgelik”lere uygulanmak üzere yapılan bir Topluluk tasarımının tescili için İç Pazarda Uyumlaştırma Ofisi’ne (“OHIM”) başvuruda bulunmuştur.   11 Eylül 2007 tarihinde, Poli-Eco Tworzywa Sztuczne sp. z o.o (“müdahil”) söz konusu tasarımın geçersiz olarak ilan edilmesi için OHIM nezdinde başvuruda bulunmuştur.  Başvuruyu desteklemek adına ileri sürülen sebep 6/2002 sayılı Tüzüğün 4, 5 ve 6. maddeleri ile beraber bu Tüzüğün 25 (1)(b) maddesinde düzenlenmiştir. 31 Mayıs 2010 tarihli karar ile OHIM İptal Dairesi müdahilin sahibi olduğu önceki tasarım ile bağlantılı olarak itiraz edilen tasarımın yeni olmaması sebebiyle geçersizlik ilanı başvurusunu kabul etmiştir. Kararın temyiz edilmesi üzerine, 3. Temyiz Kurulu söz konusu temyizi reddetmiş ve itiraz edilen tasarımın 6/2002 sayılı Tüzüğün 3(c) maddesinde belirtildiği üzere tümleşik bir ürünün parçası olduğuna ve olağan kullanım sırasında tasarımın görünen tek kısmının üst parçadaki düz yüzey olduğuna hükmetmiştir. İtiraz edilen tasarımın düz yüzeyi Tasarım D1’in düz yüzeyi ile aynı olduğundan, Temyiz Kurulu her iki tasarımın da aynı olduğu ve bu sebeple itiraz edilen tasarımın yeni olmadığı sonucuna varmıştır.

 

 

Cedar, 6/2002 sayılı Tüzüğün 25(1)(b), 63(1) ve 62. maddelerinin ihlal edildiğini ileri sürerek Genel Mahkeme’ye yukarıda belirtilen kararın iptal edilmesi için başvuruda bulunmuştur.

 

 

Genel Mahkeme tasarımın tümleşik bir ürünün bileşeni olduğuna hükmetmiş ve 6/2002 sayılı Tüzüğün 4(2)(a) ve (b) maddesi uyarınca tümleşik ürünlerin bileşenleri konusunda söz konusu tasarımlar arasında bir karşılaştırma yapılırken dikkate alınması gereken tek özellik olağan kullanım sırasında görünür olan parçalar olduğundan, itiraz edilen tasarımının tümleşik bir ürünün bir bileşeni olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini belirtmiştir.

 

 

Ürünün olağan kullanımı sırasında görünür olan parçaların değerlendirilmesine ilişkin olarak, Genel Mahkeme 6/2002 sayılı Tüzüğün 4(2)(a) maddesi uyarınca tümleşik bir ürünün bileşeni olan tasarımın yeni olduğuna ve bileşen kısım tümleşik ürüne dahil edildiğinde olağan kullanımı sırasında görünür halde değil ise ayırt edici bir özelliğe sahip olduğunun düşünülemeyeceğine karar vermiştir.  Ayrıca, süpürgeliğin arka kısmına ek olarak tasarımın kullanımının korunmasının mümkün olmadığı ve sonuç olarak bu kullanımın mevcut davada göz önünde bulundurulamayacağı belirtilmiştir.  Bu sebeple, itiraz edilen tasarımın özelliklerinin görünürlüğü, sadece süpürgelikte ya da duvardaki bir boşluğu kaplamak için eklenti olarak kullanılması kapsamında değerlendirilmelidir.

 

 

Tasarımın yeniliği ve ayırt edici özelliğine ilişkin olarak, Mahkeme tümleşik ürünün olağan kullanımı sırasında görünür olmayan bir bileşenini oluşturan bir tasarım 6/2002 sayılı Tüzüğün 4(2)(a) maddesi kapsamında korunamayacağından, bir Topluluk tasarımının yeniliği ve ayırt edici özelliği tümleşik bir ürünün bileşeninin olağan kullanımda görünür olmadığı hususunun önceki tasarım ile kıyaslanarak değerlendirilemeyeceğine hükmetmiştir. Bu sebeple, 6/2002 sayılı Tüzüğün 12. maddesinde düzenlenen ve yukarıda 40. Paragrafta belirtilen görünürlük kriteri daha önceden tescillenmiş tasarıma uygulanır. OHIM duruşmada ayrıca aynı kriterin söz konusu her iki tasarıma da uygulanması gerektiğini belirtmiştir.

 

 

(Tasarımların tescil edilmiş görselleri için lütfen aşağıdaki linke tıklayınız)

 

 

http://curia.europa.eu/juris/document/document.jsf?text=&docid=158235&pageIndex=0&doclang=EN&mode=lst&dir=&occ=first&part=1&cid=1439736

 

 

  • 9 Eylül 2014 tarihli ve T-494/12 sayılı Karar, Biscuits Poult SAS / OHIM

 

 

25 Mart 2009 tarihinde Biscuits Poult SAS (“başvuran”) “kurabiye”lere uygulanmak üzere geliştirilen bir Topluluk tasarımının tescil edilmesi için OHIM’e başvuruda bulunmuştur. 2010 yılında Banketbakkerij Merba BV (“müdahil”) 6/2002 sayılı Tüzüğünün 25(1)(b) maddesi uyarınca itiraz edilmiş tasarımın geçersiz olarak ilan edilmesi için OHIM nezdinde başvuruda bulunmuştur. Geçersizlik ilanı başvurusunda müdahil 6/2002 sayılı Tüzüün 5, 6 ve 8. maddeleri kapsamında itiraz edilen tasarımın yeni ve ayırt edici bir özelliğe sahip olmadığını ve tasarımın görünümünün teknik özellikleri tarafından belirlendiğini iddia etmiştir. OHIM İptal Dairesi itiraz edilen tasarımın geçersiz olarak ilan edilmesi için yapılan başvuruyu reddetmiş ve OHIM Temyiz Kurulu 6/2002 sayılı Tüzüğün 6. maddesi kapsamında itiraz edilen tasarımın ayırt edici özelliğe sahip olmaması sebebiyle aynı Tüzüğün 25(1)(b) maddesi uyarınca tasarımı geçersiz olarak ilan etmiştir.

 

 

General Court Biscuits Poult SAS yaptığı başvuruda, tasarımın ayırt edici özelliğe sahip olması ve tümleşik bir ürün olmaması, içeriğin de ürünün bir bileşeni olmadığı gerekçeleriyle Mahkemenin Temyiz Kurulu kararını iptal etmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

 

 

Genel Mahkeme, itiraz edilen tasarımda tasvir edildiği gibi bir kurabiyenin, ayırma ve yeniden birleştirmeye olanak verilebilecek birden fazla bileşenden oluşmaması sebebiyle 6/2002 sayılı Tüzüğün 3(c) maddesi kapsamında tümleşik bir ürün olmadığına hükmetmiştir.   Sonuç olarak, 6/2002 saylı Tüzüğün (c) maddesi kapsamında tümleşik bir ürüne dâhil edilebilen bileşenleri olmayan ve aynı Tüzüğün 3. maddesi kapsamında ürünün görünümünden ziyade “olağan kullanımı” ile ilgili olmayan bir ürüne ilişkin olarak, itiraz edilen tasarımın koruma kapsamına alınabilecek özellikleri yukarıda 18-20. paragraflarda atıf yapılan kurallar ile belirlenmesi gerekir.

 

 

Mahkeme, kurabiyenin dışındaki asimetrik ve pürüzlü yüzeyi, altın rengi, yuvarlak şekli ve çikolata parçacıklarının ihtilaflı tasarımlarda ortak özellikler olduğu ve bilgilenmiş bir kullanıcı üzerinde bir genel etki yaratması konusunda belirleyici olması sebebiyle itiraz edilen tasarımın ayırt edici bir özelliğe sahip olduğunun söylenemeyeceğini belirtmiştir.İtiraz edilen tasarımın daha yumuşak olan yüzeyi yukarıda belirtilen önceki tasarım ile kıyaslandığında, bu tasarımlar üzerindeki çikolata parçacıklarının sayısı, özel boyutları ve belirgin görünümlerine ilişkin farklılıkların daha sonradan oluşturulan tasarıma ayırt edici bir özellik verdiği söylenemez. Tasarımcının özgürlüğü göz önüne alındığında, söz konusu farklılıklar, bilgilenmiş bir kullanıcı üzerinde, itiraz edilen tasarıma fayda sağlayacak şekilde farklı bir genel izlenim yaratmaktan sorumlu değildir.

 

 

(Tasarımların tescil edilmiş görselleri için lütfen aşağıdaki linke tıklayınız)

 

 

http://curia.europa.eu/juris/document/document.jsf?text=&docid=157441&pageIndex=0&doclang=EN&mode=lst&dir=&occ=first&part=1&cid=1456197